GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Kemal ARI
YAZARLAR
22 Aralık 2020 Salı

Kovid aşısı olmayacak mısınız?

Eğer “Ben aşı olmayacağım!” diyorsanız, ciddi olarak yanılıyorsunuz.

Çünkü geldiğimiz noktada daha korona virüsün ilk türünün yarattığı şoku atlatamadan, ikincisi gelip kapıya dayandıysa ve hızla dünyaya yayılıyorsa, aşı olmamak yönündeki bir tavır, yalnızca buna karar verenlerin değil, ciddi anlamda öyle düşünmeyen öteki toplum kesimlerinin de ciddi bir sağlık sorununun temel nedeni olabilir…

Ben böyle bir tartışmanın nedenlerini anlayabiliyorum;

Ama bundan hareketle; “Ben aşı olmam!” deme noktasına kadar gitmeyi, inanın kavrayamıyorum…

Kimi hastalık grupları için riskler olabilir; bunlar anlaşılmaz değil…

Öyle ya, adamda alerjik bir reaksiyon riski vardır ve bu kişinin aşı olması sakıncalı görülebilir. Bunu anlıyorum.

Anlayamadığım şey şu:

Bu konuyu bir ideolojik duruşa, katı bir dogmaya çevirmiş gibi katı duranlar…

Daha peşinen “hayırcı” olarak ortaya çıkanlar…

***

Şimdi hemen şunun söylendiğini hisseder gibiyim:

Bu devletin neyine güvenelim, her şeyi halktan saklamıyorlar mı? Ülkede Kovide yakalanan hasta, ölüm ve test sayıları saklanmadı mı? Eksik söylenmedi mi?

Sonu gelmez bu çıkışların, bunu biliyorum.

Ne de olsa toplumun belleğinde Dr. Oktay Babuna garabeti tazeliğini koruyor:

Devlet’in gözünün önünde, milletin gözünün içine baka baka, insanlarımız mağdur edildi ve acıma duyguları sömürülerek, bir kişiye uygun ilik bulunabilmesi için yüz binlerce tüp kan ülke dışına kaçırıldı.

Ve sonunda dönemin Sağlık Bakanı yıllar sonra bunun ne büyük bir gaf olduğunu açıklamak zorunda kaldı.

Bunun temel nedeni ülkeyi yönetenlerin şeffaflık konusunda yol açtıkları geçmişten günümüze gelen güven sorunudur…

Ve her çorbaya nane olan tiplerin televizyon ekranlarında birilerinin borazanı gibi beyin yıkama operasyonlarının artık milletin iyice sabrını zorlamalarıdır.

Yani siyasal farklılıklar olabilir; ama en azından yaşamsal önemi olan konularda tam bir birlik ve bütünlük içinde olsak ve bu noktaya gelince artık, devletimize tam bir güven duyabilsek!

***

Şahsen ben; ne olursa olsun, bu güveni kendi içimde yaşatmak istiyorum.

Ve içimdeki bir ses, eğer aşı olmaya ciddi anlamda karşı gelmeler artarsa, onca çaba boşa gider ve korkarım ki halk sağlığı konusunda daha ciddi sıkıntılar yaşanabilir.

Yani bir şeyleri sorgulayalım derken; ipin ucu kaçırılır da zincir kırılamazsa, korkarım ki daha çok yakınlarımızı, sevdiğimiz insanları yitirebiliriz.

Her ilacın olduğu gibi, aşıların da yan etkileri vardır.

Ancak bu olası yan etkiler yanında aşının getireceği yararları da iyi tartmalıyız.

Milletin canı burnunda; Allah korusun her an kitle ölümleri yaşanabilir ve zaten iyice zirveye ulaşmış salgın, iyice önü alınamaz bir noktaya gelirse, artık aşının da bir yararı olmayabilir.

***

Bu nedenle diyorum ki:

Lütfen işi ciddiye alalım.

Sıramız geldiğinde ve uygun ortam yaratıldığında gidip aşımızı olalım. Bazen gözümüzü karartmak iyidir.

Gecikmelerimiz yalnız bizim değil, tanıdığımız tanımadığımız pek çok kişinin yaşamını tehlikeye sokabilir.

Zira bu yönde tavır ortaya koyduğumuzda ve bir de bunun savunusuna geçtiğimizde, aşı olmayı düşünen insanların da aşı olmaktan caymasına neden olunur…

***

İş bu noktaya gelmişken, bu konuda kafa karışıklığının ciddi olumsuz sonuçları olabileceğini sezinliyorum.

Aşı hakkında bir bilgisi olmayan insanlar, suyu bulandırırcasına ortalığı karıştırmasınlar ve ciddi bilim insanları konuyu ele alıp enine boyuna konuşsun.

Kimi medya gruplarının yaptığı gibi, her konudan anlayıp televizyon ekranlardan düşmeyen kişilerin yanlı propagandalarıyla bu iş yürütülecekse, zaten bir güven ortamı olacaksa da olmayabilir, iş zora sürüklenebilir…